Hepinize merhaba; bu güzel ve güneşli günde sizlerle çok keyifli ve benim için yine çok heyecan verici bir röportaj paylaşıyorum. Bugün “Sevdiğim Stiller” de konuğum ünlü İtalyan tasarımcı Sara Battaglia 🙂
Sara Battaglia son yıllarda Milano’dan doğan oldukça başarılı bir tasarımcı. Yaratıcılığı genç yaşlarda ortaya çıkmış. Çoğu yaşıtı çöp adamlar, kuşlar çizerken O, aksesuarlar ve kıyafetler çizermiş. Sahte moda şovları yapar ve Barbie bebekleri için kıyafetler dikermiş.
Daha küçücük bir çocukken babasına: “Baba, büyüdüğümde ne yapmak istediğimi biliyorum. Salvador Dali olmak istiyorum.” demiş.
O her zaman çantalara tutkun olmuş. Çünkü Sara için çantalar kadınların en önemli aksesuarları. Kırmızı rujundan asla vazgeçmeyen, tasarımları modern kadına hitap eden Sara konuğum olmayı kabul ettiği için kendisine bir kez daha çook teşekkür ediyorum.
Şimdi sizleri kısa ama güzel sohbetimizle baş başa bırakıyorum. Dilerim keyifle okursunuz.
Beğenmek için yıldızımı tıklamayı ve paylaşmayı unutmayın olur mu?
Sevgiler,
Aslı
ModaStilde (MS): Sevgili Sara, biraz kendinden bahseder misin?
Sara Battaglia (SB): Kendimi bildim bileli moda tasarımcısıyım ve etrafımızdaki güzelliklerden sürekli etkileniyorum.
MS: Modayı ne zaman bir kariyere dönüştürmeye karar verdin?
SB: İlk çantamı 6 yaşımda diktim. Yıllar sonra insanlara stilimi sunma güveni kazandım.
MS: Öncelikle çantalarınız hayatımıza girdi. Neden önce çanta?
SB: Bu çok doğaldı. Onlar hep bizimle. Ayakkabılar gibi çantalar da bize kim olduğumuzu söylüyorlar.
MS: Tasarım yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
SB: Çevremizdeki her şeyden, her an, herhangi bir deneyim bir ilham kaynağı olabilir. Gözlerinize bir lens koyarsınız ve “gökkuşağı” dünyasını görürsünüz.
MS: Bu sezon hazırladığın koleksiyondan biraz bahseder misin?
SB: S/S’20 koleksiyonum güzelliğe takıntılı olmaktan bahsediyor. Yani bugünün temellerine geri dönmeyi, temelde bir kadının iyi hissetmesini, iyi görünmesini, doğru fiyat ve doğru konfor seviyesinde olmasını anlatıyor. F/W’20 koleksiyonum içinde Sara Battaglia kadınını yaratmakta kendi şehrimden, Milano’dan esinlendim.
MS: Günlük rutinini anlatabilir misin?
SB: Uzun bir kahvaltı, biraz araştırma, eskiz çizimleri, mailler, spor salonu ve güzel bir yemek.
MS: Şimdiye kadar yaptığın tasarımlardan en sevdiğin ürün hangisi?
SB: Sevdiğim bir çok parçadan sadece bir kaçının adını söyleyecek olursam, RTW grubundan Cape Caket ve son zamanlarda (şimdi de) bir ikona dönüşen Toujours modeli plise gökkuşağı çanta diyebilirim.
MS: Sana göre moda ikonu kim?
SB: Bugün bir isim söylemek zor. Dünya kirlenmiş ve gizem yok. Audrey Hepburn’u düşün, bugün ona yakın birini görüyor musun?
MS: Bizimle paylaşabileceğiniz güzellik ve bakım rutinleriniz nelerdir?
SB: Sadece sağlıklı besleniyorum, biraz spor yapıyorum ve karşıma çıkan her şeye pozitif bakmaya çalışıyorum. Ayrıca sanat da benim için büyük bir güzellik rutini sayılır.
MS: Favori bakım markan nedir?
SB: Bir favorim yok.
MS: Gardırobunu açarsam en çok ne görürüm?
SB: Takım elbise.
MS: Moda dünyasının sevdiğin ve sevmediğin yönleri nedir?
SB: Büyük soru. Sadece olumlu yanlarını ele alalım. Moda sizin her gün iyi hissetmenize ve kim olduğunuzu ifade etmenize yardımcı olmak için büyük bir fırsat veriyor.
MS: Beslenmende nelere dikkat ediyorsun?
SB: İyi İtalyan yemeklere aşığımdır. Ve sadece yapmam gereken kadar sporu yapıyorum. Maalesef çok meşgulüm, işim çok fazla vakit alıyor.
MS: Asla giymem dediğin bir şey var mı?
SB: Asla asla deme 🙂 çünkü her şeyde ruh hali önemlidir.
MS: Her kadının dolabında olması gerekli dediğin Sara Battaglia tasarımı nedir?
SB: Eminim ki her kadın kendisi için doğru parçaları bulabilir çünkü her kadın farklıdır.
MS: Seni hep kırmızı rujunla görüyoruz. Onu bu kadar çok sevmenin sebebi ne?
SB: Kırmızı ruj kadınlıkla ilgilidir. Kadınlık, moda ve güzellik vizyonumda anahtar, bu yüzden kırmızı rujum benimle.
MS: Karantina günleri senin için ne ifade ediyor? Neler artık senin için daha değerli?
SB: Aramızdaki sessizliği gerçekten takdir ediyorum. Değerlerimizi yansıtmak ve yeniden keşfetmek için biraz zaman. Ayrıca, çevre ve insanlığa geçici olarak faaliyetlerinden vazgeçtiği için teşekkür ediyor, dünya tekrar nefes alıyor.
MS: Daha önce hiç Türkiye’ye geldin mi? Gelmeyi düşünür müsün?
SB: İstanbul’daydım. Kültürleri bir arada bulunduran çok güzel bir şehir. Umarım çok yakında geri dönebilirim, belki de Vakko veya Beymen gibi en iyi perakendecilerimizden biriyle bir şeyler yapıyor olabilirim.
MS: Son olarak; Türk takipçilerine mesajınız var mı?
SB: Yakında tekrar güzel ülkenizde buluşmak için sabırsızlanıyorum.