Herkese merhaba; hepinize çok keyifli anlar yaşayacağınız bir hafta geçirmenizi dilerim 🙂 geçtiğimiz hafta kırmızı ruj tonunu bulmakla ilgili yazdığım yazının bir bölümünde erkeklerin de makyaj yapmış olmasından bahsetmiştim. İşte bugün geçmişten günümüze erkekleri ve makyajla olan ilişkilerini yazmak istedim.
Evet bugün YouTube gibi bir kaynak ve anlık paylaşımlar yapabildiğimiz bir çok sosyal medya alanı var. O nedenle çok fazla makyaj yapan erkek görüyor olabilirsiniz. Ama aslında erkekler Kraliçe Victoria dönemine kadar aktif bir şekilde makyaj yapıyorlardı. Hadi detayları okuyun 😉
Güzellik ve kozmetiğin açıkça cinsiyete dayalı olduğu ve daha çok kadınlara mahsus göründüğü modern toplumumuzun aksine, on sekizinci yüzyılda erkekler makyaj yapardı. Son zamanlarda güzellik sektörü, erkeklerin makyajını normalleştirmeye başladı. Nitekim 18. yüzyıl İngiliz’i de moda ve makyaj trendlerine maruz kalmışken, bu yüzyıl erkeklerin güzellik ürünü kullanımında ve toplumun erkeklik anlayışında bir değişime tanık olmuş gibi görünüyordu.
Yine de, çoğunlukla, makyaj heteroseksüel erkek kültüründe normalleştirilmemiştir. Ama erkeklerin makyaj yaptığı bir zaman, bir dönem vardı ve oldukça etkileyiciydi. Çin ve Japonya’da makyaj yapan erkeklerin en eski kayıtları MÖ 3000’e kadar uzanıyor. O dönem toplumdaki statü göstergesi olan boyaları hazırlamak için doğal maddeler kullandılar.
MÖ 4000’den 18. yüzyıla kadar erkekler her gün makyaj yapardı. On sekizinci yüzyılda erkekler, kadınlar ve bazen çocuklar (örneğin Henry Benedict Stuart sadece 13 yaşındaydı) sosyal statülerine uymak için makyaj yapıyorlardı. Saraydaki aristokratlar yüzlerini “boyadı”, ama aynı zamanda burjuvazi ve hatta orta sınıflar modaya uydu ve kırmızı yanak ve dudaklarla solgun yüzün trendini izledi. Gerçekten de, on sekizinci yüzyıl erkekleri modaya uygun üç parçalı takım elbiseyi, pudralı yüzleri ve büyük perukları benimsediler, görünümlerini tamamlamak için ellerindeki çeşitli kozmetik ürünlerini de kullandılar. Solgun bir tene ulaşmak için kurşun tozu ile yüzlerini beyazlatmışlardır, ardından yanaklarına ve hatta dudaklarına dairesel veya üçgen şeklinde “ruj” uygulamışlardır. Ayrıca beyaz tenleriyle kontrast oluşturmak için bazı ilave malzemeler kullandılar ve kaşlarını koyulaştırdılar.

Böylece erkekler kendilerine oldukça iyi bakıyor oluyorlardı, yüzyılın başlarında bazıları “fops ya da beaus” denilen çil önleyici gece maskeleri, diş tozu, krem gibi çok miktarda güzellik ürünü kullanıyorlardı. Ve hatta parfümlü ağız suyu. Ve bu konu genellikle güzellik reklamlarında hedef alındı. Üstelik kullandıkları kozmetik ve güzellik ürünleri de çoğunlukla ev yapımıydı. Gerçekten de 18. yüzyılda makyaj ve kozmetik reçeteleri oldukça popülerdi, örneğin Pierre-Joseph Buc’hoz’un “The Toilet of Flora” adlı bir kitabı vardı (1772’de yazılmış ancak hala bulmanız mümkün). Kitap çok eksiksiz ve anlaşılırdı, böylece kendi allık macunlarını yapabiliyorlardı. Ancak bu ev yapımı ürünler zehirliydi ve kurşun veya cıva içeriyordu ve bu nedenle de zehirlenmelere yol açtı.

Bu, Kraliçe Victoria’nın makyajı şeytanla ilişkilendirmesiyle değişti. Bu noktada, aynı zamanda makyajı Kraliyet ve Kilise tarafından korkunç bir buluş olarak nitelendirdi ve makyajla feminen olarak çağrışımlar yarattı. Din dünya kültürlerine nüfuz etmeye başladı ve bu nedenle erkeklik tanımları daha az geniş ve daha dar hale geldi.

20. yüzyıla gelindiğinde makyaj, kadınların tek kozmetik ürünü olarak görülüyordu. Makyaj, çoğu erkeğin günlük bakım rutininin bir parçası değildi, ancak bir kapsayıcılık ve cinsiyet normlarını genişletme kültürü bunu normalleştirdi.
Dünyanın farklı yerlerinde erkekler eyeliner uyguluyor. Afrika’daki Masai’ler yüzlerini ve vücutlarını kırmızı kök boyasıyla boyarlar. Erkek makyajının online kültürü bir coşku yaşıyor. Erkek YouTube yayıncıları internette makyaj fırtınaları estiriyor. Erkekler makyajı kostüm gibi kullanıyor. Rock yıldızları bazen kişiliklerinin bir parçası olarak veya Goth kültürü gibi çeşitli alt kültürlerde gözlerine siyah eyeliner çekiyorlar (Goth, 1970’lerin sonu 1980’lerin başında, Punk’tan etkilenerek doğan bir alt kültürdür).
Hadi gelin dönemlere bakalım. Makyaj Antik Mısır’dan günümüze değin erkek dünyasında nasıl şekillenmiş.
Antik Mısır
Herkesin ustalaşmaya çalıştığı ama çoğunun berbat yaptığı kedi gözü eyeliner Eski Mısır’dan geldi. Eski Mısır kültüründe erkeklik önemliydi ve makyaj bunda esaslı bir rol oynadı. MÖ 4000 gibi erken bir tarihte, erkekler detaylı ve özel kedi gözü eyeliner desenleri oluşturmak için siyah pigment kullandılar. Birkaç bin yıl sonra yeşil malakit göz farı, kırmızı hardaldan yapılan dudak ve yanak boyaları da popüler oldu. Amaç bugün olduğu gibi daha çekici görünmek değildi. Yeşil göz farının tanrılar Horus ve Ra’yı çağrıştırdığına ve bu nedenle zararlı hastalıkları önlediğine inanılıyordu. Dramatik eyeliner ise , zenginlik ve statüyü belirtmek için geleneksel olarak uygulanırdı.
Antik Roma
MS 1. yüzyıla, Romalı erkeklerin yanaklarına kırmızı pigment uyguladıkları, ciltlerini pudra ile aydınlattıkları ve mide bulandırıcı domuz yağı ve kan iksiri kullanarak tırnaklarını boyadıkları biliniyor (Ayy neyseki artık oje var 😊) Küçük bir sır vereyim! Roma’da erkekler kelliklerini kamufle etmek için başlarını da noktalar şeklinde boyamışlardır.
Elizabeth’li İngiltere
Bu noktada her şey kusursuz görünen bir ciltle ilgiliydi. Erkekleri hayalet gibi gösteren beyaz pudralar cildine değer veren erkekler arasında oldukça popülerdi. Erkeklerin yüzleri zenginlik, zekâ ve onur göstergesiydi. Cildi beyazlatmak için yüzlerinin her yerinde beyaz toz kullanırlardı. Sorun; o zamanlar kozmetiklerin kurşundan yapılmalarıydı. Ancak konu bununla sınırlı değildi, bu toz ciddi sağlık sorunlarına neden olmakla kalmayıp erken ölümlere de sebebiyet veriyordu.
18. yüzyıl Fransa
Kral 16. Louis’nin makyaj ve saç ürünlerini savurgan bir şekilde cömertçe kullandığı bir sır değildi (Louis 23 yaşında kelleşti ve ardından Fransa aristokrasisini peruk takmaya zorladı). Kraliyet sarayının adamları ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar giydi, kürk manşonlarıyla güzel bir şekilde eşleşmeleri için sadece kendilerini değil, ayakkabı ve aksesuarlarını da boyadılar.

Modern Zamanlar
1930’lar Hollywood’u
Erkek kibrinden tekrar söz edilmeden önce uzun bir süre geçti (Teşekkürler, Kraliçe 1. Victoria). Ancak modern sinemanın Amerika Birleşik Devletleri’ne gelişiyle birlikte, erkekler için saç ve makyaj yeniden ortaya çıktı. Clark Gable’ın o makyajlı görünümü belki de “metroseksüel” güzelliğin ilk örneğiydi.

1970’ler ve 1980’ler
20. yüzyılın sonlarında erkekler için makyaj pek yaygın değildi. Bunun yerine, saçlar önemli oldu. Yine de bu sıralarda, en efsanevi erkek makyaj sanatçılarının çoğu bu alanda çalışmaya başladı. Rahmetli Way Bandy işine 1967’de başladı, bunu 1982’de Kevyn Aucoin izledi ve onu çok sayıda erkek makyaj sanatçısı izledi. Jennifer Lopez’in makyaj artisti Scott Barnes’da fırçaları Hollywood’daki hemen her büyük isimi süsleyen böyle bir sanatçı. Makyajda perde arkasındaki erkeklerde bir değişiklik görüp görmediği sorulduğunda, Barnes bize cinsiyeti alt üst eden bir yanıt vermiş: “Makyaj sanatçısı olarak her zaman erkekler var olmuştur. Aslında şu anda, her zamankinden daha fazla kadın makyaj sanatçısı var.”

2000’lerin başı
2000’li yılların başlarından ortalarına kadar Amerikan pop kültürü figürleri geçmiş alt kültürleri kucaklamaya başlayınca, “guyliner” kavramıyla tanıştık. Bu görünüm en çok pop-punk grupları ve onların takipçileri arasında popülerdi. “Metroseksüellik” kavramı da bu dönemde kültürel bilince yeniden girdi ve güzellik markaları hedeflerine”erkekler için makyaj” sloganlarını da eklemeye başladı. 2008’de Touche Éclat’ın “erkek” versiyonunu piyasaya süren Yves Saint Laurent’i düşünün.

2010’lar
Erkekler için makyaj hiçbir şekilde standart olmasa da, sosyal medya erkek güzellik gurularının sanatsal ifadelerini büyük ölçekte paylaşmalarına izin vererek asırlık klişelerin yıkmasına yardımcı oldu. Covergirl ve Maybelline gibi büyük güzellik şirketleri bu konuya dikkat çekti ve markalarının ilk erkek yüzlerini tanıttılar.
Cover Girl Man Kampanyası Maybelline Kampanyası
Bugün
Makyaj yıllar içinde gelişti… erkekler makyajı çok basit ve organik bir şekilde kullanmanın, arkasında herhangi bir iz bırakmadan günlük görünümler yaratmanın bir yolunu buldular.
Cinsiyet sunumunun kuralları giderek daha esnek hale geldikçe, makyaj bazı erkeklerin günlük rutinlerine yavaş yavaş sızmaya devam ediyor. Cilt bakımı çok daha az vurgulanıyor. Ancak kabul, renkli kozmetiklere de uzanıyor. Burada kusurları gizlemek için bir kapatıcı yada düşen kaşları sabitlemek için bir jelden bahsetmiyoruz.
Günümüzde çoğunlukla J.Lo ile çalışan Barnes; batıda gördüğümüzün dünyanın geri kalanı için her zaman geçerli olmadığına dikkat çekiyor: “Japon gençlik kültürü her zaman bir aksesuar ya da heyecan ya da eğlence ifadesi olarak, hiçbir kural olmaksızın makyaj yaptı. Arkasında cinsiyet var. Makyaj her zaman kadınlık anlamına gelmez, bu devirde değil. Ayrıca sakallı ve makyajlı erkek çocuklarınız da var ve bu kabul edilebilir bir şey.”
Milk Makeup gibi markaların cinsiyetten bağımsız reklam kampanyaları, kadınsı bir çaba olarak makyajın doğallıktan çıkarılmasına yardımcı oluyor. Barnes, gelecek için daha da heyecan verici bir vizyon çiziyor. “Sektör çok değişti – tüccarlar ve yeni markalar için çok fazla alan var ve sosyal medya bu değişimde büyük rol oynadı” diyor. “Daha fazla erişilebilirlik var.” Evet çok haklı. Artı tüm dünya avucumuzun içinde…

Kişisel olarak, bundan sonra ne olacağını görmek için sabırsızlanıyorum. Tabii sizin yorumlarınızı da merak ediyorum. Lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın.
Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Beğendiyseniz yıldızımı tıklamayı ve paylaşarak destek olmayı unutmayın 🙂
Sevgilerimle,
Aslı
Kaynaklar: